11 Ocak 2016 Pazartesi

Merhaba; 
Uzun zamandır aklımda olan ve uygulamaya çalıştığım web sitem artık yayında. 
Şimdilik tasarımını oturtmamış olsam da yeni yazılarımı yazmaya başladım. En kısa zamanda tasarımını da güncelleyerek çok iyi bir şekilde karşınızda olacağım. 
http://prensesveannesi.com Sık kullanılanlarınıza eklemeyi unutmayın :)

14 Şubat 2015 Cumartesi

Happy Valentine's Day de nedir :)


Pek çoğumuzun sadece 14 şubat sevgililer günü, daha doğrusu sevgililerin birbirlerine hediye almak için kendini paraladığı gün olarak bildiğimiz, her yerin kırmızı kalp temalarıyla donatıldığı, normalde yarı fiyatına alınabilecek şeylere 2 katı fiyat ödemenin, en gereksiz romantizm enstantanelerinin dahi normal sayıldığı, abartılı saç, makyaj ve kıyafetlerin "birinin nişanı mı var" sorusunu her mekanda akıllara getirdiği o şirin gün aslında neymiş ?

***

Sevgililer Günü, her yılın 14 Şubat günü birçok ülkede kutlanan özel gündür. Kökeni, roma katolik kilisesi'nin inanışına dayanan bu gün,valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmıştır. Bu sebeple bazı toplumlarda "Aziz Valentin Günü" olarak bilinir. Valentine kelimesi, batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında da kullanılır.

Günümüzde, bazı toplumlarda sevgililerin birbirine hediyeler aldığı, kartlar gönderdiği özel bir gün olarak devam etmektedir. Tahminlere göre 14 Şubat günü, tüm dünyada 1 milyar civarında kart gönderilmektedir. Bunun yanı sıra hediye alımlarından kaynaklı piyasada satışlar artmaktadır.

Şubat ayı ortasının aşk ile ilişkisi antik çağlara dayanmaktadır. Antik yunan takvimlerinde, Ocak ayı ortası ile Şubat ayı ortasının arasında kalan zaman gamelyon ayı olarak adlandırılmıştı ve Zeus ile Hera 'nın kutsal evliliğine adanmıştı.

antik roma'da 15 Şubat, bereket tanrısı lupercus'un onuruna, lupercalia günü olarak kutlanmaktaydı. Bu günde, Lupercus'un din adamları tanrıya keçi kurban ederlerdi. Daha sonra kafalarının üstüne koydukları bir parça keçi derisi ile Lupercus'u simgeleyerek, roma sokaklarında koşturup, karşılaştıkları herkese dokunurlardı. Genç kızlar gönüllü olarak ileri atılır ve bereket tanrısının dokunuşundan paylarını almaya çabalarlardı. İnanışa göre bu dokunuş sayesinde doğurganlıkları kolaylaşacaktı.

Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat'ta genç erkeklerin genç kızların isimleri yazlı kura çekerek bayram boyunca 'çift' olma alışkanlığı vardı. 469'da papa bu gayri-Hıristiyan bayramını yasaklayarak sadece kura çekilişine izin verdi. Ancak artık kuralarda kızların değil azizlerin isimlerini yazlıydı.

Valentine 1908 tarihli katolik ansiklopedisi'ndeki eski şehitler listesinde, 14 Şubat gününe kayıtlı, inancı yüzünden öldürülmüş üç tane Aziz Valentine geçmektedir:
Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı tarihi dökümanlarda hiç geçmemektedir ve kimi tarihçilere göre sadece bir efsanedir. Valentine'nin onuruna kutlama günü, 14 şubat 496 yılında Papa Gelasius tarafından ilan edilmiştir.

1969 yılında kilise takviminden Aziz Valentine gününü çıkarmıştır.

Romantik aşk ile Valentine arasındaki bağlantı ilk olarak 14.yüzyıla ait kaynaklarda görülmektedir.1381 tarihliParlement of Foules adlı kitaba göre,fransa'da ve ingiltere'de 14 Şubat geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak bilinmekteydi. Günün bu özelliğinden dolayı sevgililer birbirlerine güzel sözler yazan notlar vermekteydi ve bu notlarda birbirlerine Valentine diye hitap etmekteydiler.

hıristiyan olduğu için öldürülmüş din adamı Valentine ile romantik aşk arasındaki ilişkiyi anlatan efsanelerin 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu efsanelerde geçen başlıcaları şöyledir:

Valentine, öldüreleceği günden bir gün önce gardiyanın kız kardeşine "Valentine'ninden" imzalı bir aşk notu vermişti. Romalı askerlerin evlenmesinin yasak olduğu dönemlerde; gizlice evlenmelerine yardım etmişti.

14 Şubat, 1800 yıllarda Amerika'lı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur.

Bunun doğal sonucu olarak olayın ticari yönü çok fazla önem kazanmış, sevgililer günü tüm dünyada ticaretin canlandığı bir dönem haline gelmiştir.

***

Aslında herkes içten içe ne kadar lüzumsuz olduğunu bilse de, yinede yılın 364 günü yalnız olan çoğu bünye, o günü birlikte geçirecek bir karşı cins için adeta insan üstü bi çaba sarf eder :) Çokta oralı olmayan bünyeler de var elbet.. ki ben de bu 14 şubat onlardan halliceyim ama yapacak bişey yok hayat her zaman şıkıdım şıkıdım gelmiyor arada bi sükunete ayak uydurmak gerek..

Ama sevgililer günü, içinde sevgi barındıran her şey gibi bi sevgiliden çok daha fazlasını ifade etmeyi hak ediyor bence..

Yinede güzel bir 14 şubat geçirmeniz dileğiyle canlar,

Sevgiler,
Hande

28 Ekim 2014 Salı

CUMHURİYETİMİZİN 91. KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN..


29 Ekim 1923..

29 Ekim 1923 yılında ilan edilen cumhuriyet tamamen halkın iradesini gözeten bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet; demokratik bir ortamda, halkın kendi kendisini yönetecek kişileri seçme ve seçilme özgürlüğüdür. Atatürk’ de bu rejim sistemini seçerek ülkesinin yönetiminde halkının söz sahibi olmasını istemiştir. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile babadan oğula geçen yönetim biçimi olan, padişahlıkta tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Gerçekte TBMM` nin açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920’de milli egemenliğin hakim kılındığı yeni bir devlet kurulmuştu ama Kurtuluş Savaşı’ nın devam ettiği o günlerde bu yeni rejim sistemini açıklamak yada adını koymak milli birlik ve beraberlik açısından uygun görülmemişti.

Saltanatın kaldırılması ve Lozan Antlaşması’ nın yapılmasından sonra, TBMM’de en çok tartışılan konulardan belki de en büyüğü yeni kurulan devletin niteliği sorunuydu. Bu yüzden yeni devlet rejiminin bir an evvel açık bir şekilde belirlenmesi gerekiyordu.

Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim gecesi arkadaşlarına sorunun çözümüne ilişkin düşüncelerini açıkladı. İsmet İnönü ile beraber o gece devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı.

Mustafa Kemal Paşa milletvekilleri ile bir bir görüşerek, hazırladıkları kanun tasarısı ile ilgili düşüncelerini öğrendi. Bu tasarıda “Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu ve Türkiye Devletinin hükumet şekli cumhuriyettir” gibi hükümler yer alıyordu. Görüşmelerin ardından parti grubunda cumhuriyetin ilanı kabul edildi. Hemen ardından Büyük Millet Meclisi toplandı ve ilk önce anayasa komisyonunun tutanağı okundu. Bazı milletvekilleri cumhuriyet ile ilgili ateşli ve heyecanlı konuşmalar yaptılar. Ardından Şair Mehmet Efendi bütün milletvekillerini “yaşasın cumhuriyet” diye bağırmaya davet etti. Tüm milletvekilleri hep bir ağızdan “yaşasın cumhuriyet” diye bağırdılar. 29 Ekim 1923 günü kanun kabul edilerek yeni Türk Devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş oldu.

Atatürk’ün siyasal alanda yaptığı devrimlerden bir tanesi olan Cumhuriyetin ilanı ile artık Türk milleti kendi yönetim şeklini de tamamen değiştirmiş bulunmaktaydı. 29 Ekim tarihinde anayasanın bu konuya ilişkin ilgili maddeleri değiştirilerek ülkenin yeni yönetim şeklide cumhuriyet olarak şekillendirilmiştir.

Oy birliği ile Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanlığına seçilerek, ilk Cumhurbaşkanımız olmuş ve kürsüye çıkarak şöyle demiştir “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır”

***
Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bu günlerde, vatan topraklarının nasıl kazanıldığını bilen ve asla unutmayacak Atatürkçü, laik bireyler yetiştirilmesi dileğiyle,

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

26 Ekim 2014 Pazar

Everly Brothers - Bye Bye Love

Rock'n Roll yapan amerikalı efsane kardeşler ; Don ve phil everly 'nin şubat 1957 yılında çıkardıkları bye bye love adlı ilk 45' likleri iki milyonun üzerinde sattı.
the mamas and papas,  status quo, the eagles, the beatles, queen, simon and garfunkel ve crosby stills nash and young gibi birçok grubu etkiledikleri söylenir.

Hatta Bob Dylan'ın Everly Brothers için "her şeyi bu adamlara borçluyuz, çünkü her şeyi onlar başlattı" dediği de olmuştur..

,

CHANEL N°5 The One That I Want / Gisele Bundchen


Bir gazetecinin 'gece yatarken üzerinize ne giyersiniz ' sorusuna, sadece 'chanel no.5' cevabını vermesiyle Marilyn Monroe ile efsaneleşen koku.. Koku tam bir klasik ve özellikle bu hikayeyle efsaneleşmiş.. Ama şu an zaman yetersizliğinden detayları "coco chanel" başlığı altında hayli özenli bi yazıyla sunmak niyetindeyim, Şimdilik her ne kadar Marilyn Monroe görüntüleriyle hazırlanmış ve gelmiş geçmiş en iyi chanel no.5 reklamının yerini tutmasa da Gisele Bundchen'in başarılı reklam filmi de fena değil sanki..

13 Aralık 2013 Cuma

DAVE ENGLEDOW ve DÜNYANIN EN İYİ BABASI ADLI FOTOĞRAF PROJESİ

Fotoğrafçı Dave Engledow' un "Dünyanın en iyi babası" adıyla başlattığı fotoğraf projesi milyonların ilgisini çekiyor. Kızı Alice Bee ile birlikte verdiği pozların hepsi, birbirinden eğlenceli :)
(Kaynak: Dave Engledow )







10 Kasım 2013 Pazar

10 Kasım 1938

Aziz Türk ordusuyla bağımsızlık uğruna verdiğiniz onurlu mücadele,
emsali dünyada görülmemiş şanlı tarihimiz,
çağdaşlığın, kültür ve bağımsızlığın sembolü; Türk ulusuna emanet ettiğin Cumhuriyet için,
duyduğumuz minnet ve şükran sonsuz Atam..
Gidişinle senaryoları hazırlanan karanlık günlerde, yolumuzu aydınlatacak güneş hep sen ve bıraktığın kutsal hatıraların olacak. 
Varlığım Türk varlığına armağan olsun,
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..

28 Ekim 2013 Pazartesi

GUCCI MADE TO MEASURE



A man of discernment
James Franco stars in Made to Measure, our bold fragrance campaign. Directed by Nicholas Winding Refn, this slick video is an elegant salute to the man who demands the very best.





























What's inside our new Made to Measure scent for men? Only the finest, most exacting ingredients, like Calabrian bergamot, French lavender, Sri Lankan nutmeg and juniper berry. Fresh but sensual, the fragrance is custom designed for men of extraordinary taste. Go ahead, open the bottle.



21 Ekim 2013 Pazartesi

ELIE SAAB SPRING SUMMER 2014 FASHION SHOW


Backstage, a plethora of floral colors lit the room, Chantilly lace, like delicate vines ironically stood their ground. Discover the Spring/Summer collection up-close, moments before its big debut.


VERSACE WOMEN'S SPRING SUMMER 2014 FASHION SHOW


21st Century Versace – new ease, rock energy, effortless luxury. The richness of Versace meets the attitude of the street, creating a fresh reality for day, and a powerful statement at night.




GUCCI PREMIERE; BEHIND THE SCENES WITH BLAKE LIVELY AND NICOLAS WINDING


What happens when you put a stunning Hollywood actor on location in Beverly Hills with a vanguard film director? A fragrance campaign that is more film than spot. Listen as Blake Lively, the face of our new Gucci Premiere fragrance, and director Nicolas Winding Refn, talk about how they made a blockbuster out of a scent.


15 Ekim 2013 Salı

2013 NOBEL EDEBİYAT ÖDÜLÜ ALICE MUNRO'NUN

1931’de Ontario’da doğan Kanadalı yazar, 2013 Nobel Edebiyat Ödülü’nün yeni sahibi oldu.
Kanadalı eleştirmenlerin “Bizim Çehovumuz” diye tanımladıkları yüzyılın önemli öykücülerinden Alice Munro'nun ; Dance of the Happy Shades (Mutlu Gölgelerin Dansı / 1968), Something I’ve Been Meaning to Tell You (Sana Söylemek İstediğim Bir Şey / 1974), The Beggar Maid (Fakir Hizmetçi / 1978), The Moons of Jupiter (Jüpiter’in Ayları / 1982), The Progress of Love (Aşkın Gelişimi / 1994), Friend of My Youth (Gençlik Arkadaşım / 1990), Open Secrets (Aleni Sırlar / 1994), Selected Stories (Seçilmiş Hikâyeler, 1996) Çocuklar Kalıyor (1998), Hateship, Friendship, Courtship, Loveship, Marriage (Nefret, Arkadaşlık, Flört, Aşk, Evlilik / 2001), No Love Lost (Hiçbir Aşk Kayıp Değil, 2003), Vintage Munro (Eski Munro, 2004), Kaçak (2004), The View from the Castle Rock (Castle Rock’tan Görünüş / 2006), Bazı Kadınlar (2009) dışında Lives of Girls and Women (Genç Kızların ve Kadınların Yaşamı / 1971) adlı öykü ve romanları yayımlandı.
Haftanın her günü sabah 8'den gece 12'ye dek yazan ve Türkçeye çevrilmeyi bekleyen 13 kitabı bulunan yazarın, tam da yazmaktan vazgeçmek üzereyken gelen Nobel Ödülüyle birlikte fikri değişmiştir diye umuyorum..

TÜRKAN ŞORAY YENİDEN YÖNETMEN KOLTUĞUNDA

Yönetmenliğini daha önce ‘Azap’, ‘Bodrum Hâkimi’, ‘Dönüş’ ve ‘Yılanı Öldürseler’ filmlerinde sergileyen Türk sinemasının sultanı, Erendiz Atasü'nün 'Kadınlar da Vardır' hikayesini çekmek üzere uzun bir aradan sonra yeniden yönetmen koltuğuna oturuyor. 

Kasım ayında çekimlerine başlanacak ve sürpriz sanatçıları bir araya getirecek olan filmin konusu ise, kadın dayanışması..








14 Ekim 2013 Pazartesi

CUMHURİYETİMİZİN 90.KURULUŞ YIL DÖNÜMÜ KUTLU OLSUN..



29 Ekim 1923..

29 Ekim 1923 yılında ilan edilen cumhuriyet tamamen halkın iradesini gözeten bir yönetim şeklidir. Cumhuriyet; demokratik bir ortamda, halkın kendi kendisini yönetecek kişileri seçme ve seçilme özgürlüğüdür. Atatürk’ de bu rejim sistemini seçerek ülkesinin yönetiminde halkının söz sahibi olmasını istemiştir. 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile babadan oğula geçen yönetim biçimi olan, padişahlıkta tamamen ortadan kaldırılmıştır.

Gerçekte TBMM` nin açıldığı tarih olan 23 Nisan 1920’de milli egemenliğin hakim kılındığı yeni bir devlet kurulmuştu ama Kurtuluş Savaşı’ nın devam ettiği o günlerde bu yeni rejim sistemini açıklamak yada adını koymak milli birlik ve beraberlik açısından uygun görülmemişti.

Saltanatın kaldırılması ve Lozan Antlaşması’ nın yapılmasından sonra, TBMM’de en çok tartışılan konulardan belki de en büyüğü yeni kurulan devletin niteliği sorunuydu. Bu yüzden yeni devlet rejiminin bir an evvel açık bir şekilde belirlenmesi gerekiyordu.

Mustafa Kemal Paşa 28 Ekim gecesi arkadaşlarına sorunun çözümüne ilişkin düşüncelerini açıkladı. İsmet İnönü ile beraber o gece devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı.

Mustafa Kemal Paşa milletvekilleri ile bir bir görüşerek, hazırladıkları kanun tasarısı ile ilgili düşüncelerini öğrendi. Bu tasarıda “Hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu ve Türkiye Devletinin hükumet şekli cumhuriyettir” gibi hükümler yer alıyordu. Görüşmelerin ardından parti grubunda cumhuriyetin ilanı kabul edildi. Hemen ardından Büyük Millet Meclisi toplandı ve ilk önce anayasa komisyonunun tutanağı okundu. Bazı milletvekilleri cumhuriyet ile ilgili ateşli ve heyecanlı konuşmalar yaptılar. Ardından Şair Mehmet Efendi bütün milletvekillerini “yaşasın cumhuriyet” diye bağırmaya davet etti. Tüm milletvekilleri hep bir ağızdan “yaşasın cumhuriyet” diye bağırdılar. 29 Ekim 1923 günü kanun kabul edilerek yeni Türk Devletinin adı Türkiye Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş oldu.

Atatürk’ün siyasal alanda yaptığı devrimlerden bir tanesi olan Cumhuriyetin ilanı ile artık Türk milleti kendi yönetim şeklini de tamamen değiştirmiş bulunmaktaydı. 29 Ekim tarihinde anayasanın bu konuya ilişkin ilgili maddeleri değiştirilerek ülkenin yeni yönetim şeklide cumhuriyet olarak şekillendirilmiştir.

Oy birliği ile Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanlığına seçilerek, ilk Cumhurbaşkanımız olmuş ve kürsüye çıkarak şöyle demiştir “Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır”

***
Milli birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız olan bu günlerde, vatan topraklarının nasıl kazanıldığını bilen ve asla unutmayacak Atatürkçü, laik bireyler yetiştirilmesi dileğiyle,

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE..





7 Ekim 2013 Pazartesi

Japon Balıkları ve Felsefesi / Japanese Fish and Philosophy

Japonlar taze balığı hep çok sevmişlerdir. Fakat Japonya sahillerinde bol balık bulmak mümkün olmamakla birlikte, balıkçılar Japon nüfusunu doyurabilmek için daha büyük tekneler yaptırıp daha uzaklara açılabilmişlerdir. Fakat balık için uzaklara gidildikçe, geri dönmesi de daha çok vakit alır olmuş ve dönüş bir-iki günden daha fazla uzadığında, tutulan balıklar tazeliği kaybetmiştir.

Japonlar tazeliği kaybolmuş balığın lezzetini sevmemişlerdir. Bu problemi çözebilmek için balıkçılar teknelerine soğuk hava depoları kurdurmuş ve böylece istedikleri kadar uzağa gidip, tuttuklarını da soğuk hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabileceklerini düşünmüşlerdir. Ancak Japon halkı taze ile donmuş balık lezzet farkını hissedebiliyor ve donmuş olanlara fazla para ödemek istemiyordur. Balıkçılar bu defa teknelerine balık akvaryumları yaptırmayı düşünürler. Balıklar içeride biraz fazla sıkışacaklardır, hatta, birbirlerine çarpa çarpa birazda aptallaşacaklardır, ama yine de canlı kalabileceklerdir. Fakat Japon halkı canlı olmasına rağmen bu balıkların da lezzet farkını anlayabiliyorlardır. Hareketsiz, uyuşmuş vaziyette günlerce yol gelen balığın, canlı, diri hareketli taze balığa göre lezzeti yine de etkilenmiştir.

Balıkçılar nasıl olacakta Japonya'ya taze lezzetli balığı getirebileceklerdi?
Siz olsaydınız ne yapardınız ? Hedeflerinize ulaşır ulaşmaz, mesela mükemmel bir eş buldunuz veya çok başarılı bir firmaya girdiniz, borçları ödediniz vs. heyecanınız kaybolmaya başlamaz mı? Aşırı çalışmanız gerekmiyorsa rahatlamaz mısınız? Lotoda büyük ikramiyeyi kazananlar parayı savurmaya başlamaz mı?
Japonların taze balık probleminde olduğu gibi çözüm aslında basittir.
1950’lerde L.Ron Hubbart’ın gözlemlediği üzere: İnsanoğlu ancak hırs iddiası içinde bulunursa anormal çabalar sarf eder. Ne kadar akıllı, uzman, inatçı iseniz iyi bir problemle uğraşmaktan o kadar zevk alırsınız. Problem sizi ne kadar zorluyorsa ve siz onu adım adım çözebiliyorsanız bundan da o derece mutluluk duyarsınız, heyecan duyarsınız ve enerji dolu, canlı, ayakta kalırsınız. Japonlarda balıkları yine teknelerindeki akvaryumlarda tuttular, ancak içine küçük bir de köpek balığı attılar. Bir miktar balık köpek balığı tarafından yutulmuştu, ama geride kalanlar son derece hareketli ve taze kalabilmişlerdi.

Buradan da görüleceği üzere problemlerden, uzaklaşmaktansa içine atlamak, boğuşmak ve onları yenmek gerekir. Problemimiz çok ve çeşitli olabilir. 

Onları tanıyın, organize edin, kararlı olun, daha çok bilgi ve yardım desteği ile onlarla savaşın. Beyninize bir köpek balığı atın ve nelere ulaşabileceğinizi görün.

27 Eylül 2013 Cuma

BURÇLARINIZA GÖRE PARFÜM SEÇİMİ

Aslında burçlarla alakası olan biri değilim, hatta merak edip okuduğumu dahi hatırlamam ama arada bi dikkat çekecek bi şeylerle ilişkilendirildiği zaman, misal parfümler gibi, şöyle bi baktığım olmuyor değil :) Bi önceki detaylı parfüm dosyamızın devamı niteliğinde, burçlar & kokular huzurlarınızda..



Yay Burcu 23 Kasım - 21 Aralık

Özgürlüğüne düşkün yay kadınları için önerilen parfüm; Paco Rababanne / ULTRAVIOLET

Oğlak Burcu 22 Aralık - 20 Ocak
Son derece sorumluluk sahibi ve güvenilir olan oğlak kadınları, hedeflerine ulaşmak için çalışır. Adeta onlara verilen her görevi yerine getiren görev insanıdır. Önerilen parfüm: Gucci Envy Me.

Kova Burcu 21 Ocak - 18 Şubat
Kova kadınları, inatçı, deneysel, sıra dışı ve farklılıkları seven insanlardır. Genellikle çeşitli ortamlarda, farklı insanlarla iletişim içinde olurlar. Yenilikçi, doğal, çiçeksi ve sıcak kokuları tercih edebilirler. Önerilen parfüm: Burberry Touch.

Balık Burcu 19 Şubat - 20 Mart
Zodyak’ın en çekingen, naif kadınları olan balıklar, yaşam enerjilerini tıpkı balıklar gib sudan alırlar. Suyun berraklığı ve saflığı balık kadınlarının ruhlarına yansır. Anaçlıklarıyla etrafına sevgi saçan balık kadınına en uygun kokular genellikle çiçek kokularıdır. Önerilen parfüm: Estee Lauder Pleasures Intense.

Koç Burcu 21 Mart - 20 Nisan
Cesur, dinamik ve lider bir yapıya sahip koç kadınları, kendi haklarını ve sevdiklerinin haklarını savunmak için her şeyi göze almaya hazırdır. Maceraperest ruhu ve içindeki tükenmek bitmeyen enerjisiyle çevrelerinde dikkat çekerler. Önerilen parfüm: Versace Bright Crystal.

Boğa Burcu 21 Nisan - 21 Mayıs
Yetenekli, kendilerine ait öz değerleri ve inançları olan boğa kadınları fikir ve alışkanlıklarına sahip çıkarlar. Venüs tarafından yönetildikleri için feminen ve romantik kokular onlara uygundur. Önerilen parfüm: Gucci Flora.

İkizler Burcu 22 Mayıs - 21 Haziran
Yaratıcı, hayal gücü kuvvetli ve esprili ikizler kadınları, konuşmayı seven, iletişim yönü güçlü kadınlardır. Farklılıklardan hoşlanırlar ve birbirinden değişik kokuları denemekten çekinmezler. Önerilen parfüm: DKNY Golden Delicious.

Yengeç Burcu 22 Haziran - 22 Temmuz
Hassas ve duygusal olan yengeç kadınları, evcimen yapısıyla ve uysallığıyla dikkat çekerler. Ev yaşantısına önem veren yengeç kadını her yerde kendini rahat hissetmek ister. Önerilen parfüm: Pure DKNY.

Aslan Burcu 23 Temmuz - 23 Ağustos
Sanatçı ruhlu aslan kadınları yeteneklere değer verirler. Hayatlarında net çizgileri vardır ve ilişkilerinde sadakate oldukça önem verirler. Önerilen parfüm: Escada Incredible Me.

Başak Burcu 24 Ağustos - 22 Eylül
Detaylara önem veren başak kadınları hayatın her alanında titiz ve planlı olmayı severler. Planlı yaşamaya özen gösterir, hayatlarındaki çoğu kişiye ve alışkanlıklarına sadıktırlar. Önerilen parfüm: Calvin Klein Eternity.

Terazi Burcu 23 Eylül - 23 Ekim
Sakin kişilikleriyle çevresindekilere huzur veren bu kadınlar büyüleyici bir doğallığa sahiptir. Sosyalleşmeyi, yeni dostluklar kurmayı oldukça severler. Onları tamamlayacak kokular baharatlı ve egzotik kokular olabilir. Önerilen Parfüm: Giorgio Armani Idole.

Akrep Burcu 24 Ekim - 22 Kasım
Biraz gizemli ve dramatik olan bu kadınlar zerafetiyle dikkat çekerler. Zaman zaman hayata bakış açıları karamsardır. Akrep kadınları duygusaldır ve çevresindekilerin hiç ummadığı konularda bile tutkulu bir tavıra sahiptir. Önerilen parfüm: Ralph Lauren Romance.

20 Eylül 2013 Cuma

Barry Schwartz Seçme Çelişkisi Üzerine / The paradox of choice

Psikolog Barry Schwartz konuşmasında, batı toplumlarının temel inançlarından birini hedef alıyor; seçme özgürlüğü. Schwartz'a göre, seçim bizleri özgür değil,  felç ediyor, daha mutlu değil, daha tatminsiz kılıyor..



Barry Schwartz;

1946 doğumlu ABD'li psikolog. Schwartz Swarthmore Koleji'nde Sosyal Teori ve Sosyal Eylem profesörüdür. 

Kitapları;

The Paradox of Choice: Why More Is Less, Ecco, 2004
Psychology of Learning and Behavior, with Edward Wasserman and Steven Robbins
The Costs of Living: How Market Freedom Erodes the Best Things in Life, Xlibris Corporation
Learning and Memory, with Daniel Reisberg
The Battle for Human Nature: Science, Morality and Modern Life
Behaviorism, Science, and Human Nature, with Hugh Lacey, W. W. Norton & Company, 1983
Practical Wisdom, with Kenneth Sharpe, Riverhead, 2010



19 Eylül 2013 Perşembe

EN İYİ BESTECİ ÖDÜLÜ FAZIL SAY'IN


Dünyaca ünlü besteci ve piyanist Fazıl Say ‘İstanbul Senfonisi’ eseri ile Avrupa’nın en büyük müzik ödülü olan ECHO’yu kazandı.

Seçici kurul tarafından ödülün ‘Doğu ve Batı arasında oluşturduğu sanatsal köprüdeki başarısı” gerekçesiyle Say’a verildiği belirtildi. Ödüle layık görülen CD’de ‘İstanbul Senfonisi’ni, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve şef Gürer Aykal eşliğinde Burcu Karadağ, Hakan Güngör ve Aykut Köselerli icra etmişti.

16 Eylül 2013 Pazartesi

Yatak Odası Dekorasyonu / Bedroom Decorations

Bence bi evin en rahat olması gereken odası.. Dekorasyon tarzı, kullanılan eşyalar ve konumları çok önemli çünkü ya insanın üstüne atlamaya hazır bi odacık yada günün her anı kaçılabilecek masalsı bi atmosfer yakalamak buna bağlı.. Yatacağınız kalabalık ve gösterişli olmasından çok, rahat ve şık olmasını tercih ederseniz şayet işte size bir kaç güzel alternatif ;



















15 Eylül 2013 Pazar

Dresuar Modelleri'13


Geçmişte bu günkünden çok daha popüler, amacına ve yerine uygun kullanılan avangard dizaynlı sehpalar.. "eskiden daha şık ve olması gerektiği gibi kullanılırdı" der annem, sebebi de; "bi şeyin moda olması - herkes kullandığı zaman moda olan şey" diye bir kalıp çıkarıp ikisini birbirine karıştıran zihniyet :) yatak odasına yemek masası koymakla, dresuarı geniş bi girişi yoksa salonun ortasına koymak arasında çok bi fark yok aslında.. yinede herkes kafasına göre takılmakta serbest tabi.. ama yinede güzellik uyum diyenlerdenseniz, eskitme hatta mümkünse antika bir dresuar, üzerine şapkalı şık bir abajur ve zarif bir çerçeve derim..




12 Eylül 2013 Perşembe

Aix - en - Provence / Fransa


Aix-en-Provence Fransa'nın güneyinde Bouches - du - Rhône departmanına bağlı ve Marsilya'ya 25 km uzaklıktaki tarihi ve kültürel bir şehirdir.

Sabunlarıyla ünlü olan Aix-en-Provence şehri Arnavut kaldırımlı daracık sokakları İstanbul'un Beyoğlu semtini hatırlatıyor. Aix-en-Provence şehrinin kuzeyinde kalan kısımlarda özellikle Puyricard' da burjuva kesiminin yaşadığı söylenirken, bu sevimli Fransız şehrindeki evlerin Fransa'da en pahalılar arasında olduğu biliniyor. Aix-en-Provence'ın 10 km kuzeyinde Cezanne ve Picasso'nun tablolarını yaptığı lavanta tarlalarıyla kaplı St. Victoire Dağı hala tablolardaki güzelliğinde. Picasso'nun yaşadığı şatoya girilmiyor fakat dışarıdan görülmesi bile onca yolu gitmeye değer.

Yeraltı suları, Cezanne'ı, lokumu, sucuğu ve dünya tatlısı keçileriyle meşhurdur. Şehir 200'ün üzerinde çeşme ve dört üniversiteyi barındırmaktadır. Bunun yanında 16 bakkal, 22 seyyar market, 46 umumi tuvalet ve 300'ü aşkın aile çay bahçesiyle fransız piknik kültürünün vazgeçilmez taşlarındandır.



VINTAGE VOGUE COVERS

Caaanım yazımın tek tıkla yok olmasının akabinde delirmiş ve sakinleşmeye çalışır halde tüm yazdıklarımı hatırlamaya çalışıyorum :( bakalım ne kadarını toparlayabilicem..

Su sıralar vintage aşağı vintage yukarı, kıyafetten dekorasyona, yaşam stilinden, müziğe nerdeyse her yerde bi akım sözkonusu.. eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı diyende var, 70'lerin amerikasından fırlamış gibi gezende..

Ama ben seviyorum.. fönlü kabarık saçları, süpürge gibi kirpikleri, kibarlıktan koparcasına özenle seçilmiş kelimeleri, hanımefendiciğim, beyfendiciğim hitablarını, prensesleri andıran tek parça kıyafetleri, siyah beyaz filmeleri.. lakin bunları hayatımızın her anına yansıtmak mümkün olmadığından, sadece moda ve dekorasyonda vintage den faydalanabiliriz.

Bu vesileyle, Vintage Vogue Dergi Kapaklarıyla duvarlarında nostaljik ve modern bir hava estirmek isteyenler için birbirinden şık resimler seçtim.. tek yapmanız gereken ince zarif bir çerçeveyle istediğiniz resmi buluşturmak.. ki ben yakın zamanda öyle yapmayı düşünüyorum :)

sevgiler,
Hande














10 Eylül 2013 Salı

KÖRİ SOSLU KREMALI MANTARLI TAVUK


Malzemeler
1 kg. tavuk göğsü (kuşbaşı doğranmış), 1 yemek kaşığı tere yağı, 1 kase dilimlenmiş mantar, 3-4 adet orta boy patates (küp doğranmış), 1 paket krema, 1 çay kaşığı tuz, 2 tatlı kaşığı köri sos yada baharatı, 1 yemek kaşığı mayonez, 2 adet kırmızı biber (julyen yada halka şeklinde doğranmış), 1 küçük boy soğan ve biraz karabiber

Hazırlanışı
öncelikle, yemeğimizi yaparken wok tava yada yassı bir tencere kullanmakta fayda var. malzemenin daha güzel harmanlanmasını sağlıyor. 
biber ve soğan tereyağda kavrulduktan sonra mantarlar, ardından tavuklar ilave edilir.
tavuklar iyice sotelendikten sonra krema, tuz ve baharatlar ilave edilir. Köriyi en son serperek, tenceremizin kağağını kapatıp dinlenmeye bırakabiliriz..

Şayet bu esnada bilginin fazlası olmaz derseniz ;
Köri,
Baslica hindistan Olmak Üzere Güneydoğu Asya mutfağında yer alan baharat mix. İçinde, Baslica zerdeçal ve sumak Olmak Üzere bircok baharat yer almaktadır. Özellikle beyaz etlerin yayında kullanılmaktadır. 1960'lı Yılların Sonunda ve 1970'li Yılların Başında Bütün Dünyaya yayılmıştır.
Türkçeye Portekizceden Geçen köri sözcüğü, Batılı dillere 16. Yüzyılda Tamilce kari sözcüğünden geçmiştir.

afiyet olsun :)

27 Ağustos 2013 Salı

HAZIR BUTİK PASTA DEMİŞKEN..

  Benim gibi yeni başlayanlar için, çoğu pasta ve kurabiye sanat eseri kıvamında görüneceği için hayranlıkla birlikte hayallerinizi biraz daha pekiştirebilir inancındayım ve bu yüzden de beğendiğim bazı tasarımları paylaşmakta fayda var :)